2017 yılını değerlendirerek, 2018 yılı beklentileriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
“İç pazarda nispeten durgun geçen 2016 yılından sonra, ekonominin lokomotifi tekstil sektörü biraz daha aktif hale gelerek sektördeki durgunluğa cevap verdi. Her sene olduğu gibi 2017’de de ihracatımızı arttırdık. Bundan 2-3 sene önce 2 milyar dolar civarında olan ithalatımız 1,3 milyar dolar seviyelerine geriledi. Ama diğer yandan ihracatımız geçen sene 500 milyon seviyesindeyken, bu yıl 550-600 milyon dolara çıktı. Bu tamamıyla Türk tekstil makinecilerinin başarısıdır. 1998 yılında 16-20 milyon dolar civarında olan ihracatımızı yirmi yıllık süreçte sürekli bir yükseliş ile 550-600 milyon dolar seviyesine getirdik. Makine üreticimiz daha fazla makine ihraç edebilmek, pazardan daha fazla pay alabilmek istiyor. Bunun için de gereken neyse özveriyle yaptılar. Latin Amerika’dan Kuzey Amerika’ya, Uzak Doğu’dan en Batı’ya kadar dünyanın her yerindeki fuarlara kimi zaman derneğimizin desteğiyle, kimi zaman da şahsi çabalarıyla katıldılar. Bu yüzden sektördeki üretici arkadaşlarımızın üzerine düşeni yaptığını ve onların yurt dışı pazarlarda bir sorunu olmadığını düşünüyorum. 2018’de hem ülke anlamında hem de tekstil makineleri açısından daha iyi bir dönem geçireceğimizi düşünüyorum. 2016 ve 2017’de çeşitli sebeplerden ötürü tam anlamıyla yapılamayan yatırımlar 2018’de yapılacak. 1,7-1,8 milyar dolar arası makine ithal edileceğini tahmin ediyorum. İhracatta ise 600 milyon doların üzerine çıkacağımızı düşünüyorum.
Bu vesileyle özellikle boya/apre makinesi üreticilerimizi de tebrik ediyorum. Ürettikleri makineleri dünyanın her yerine ihraç ediyorlar ve bizim 550 milyon dolarlık ihracatımızın 2/3’ünü tek başlarına karşılıyorlar. Şu anda en büyük pazarımız İngiltere, sonra Almanya ve Fransa geliyor. Özellikle Özbekistan ve Afrika ülkeleri, son dönem tekstil makineleri ihracatımızın parlayan pazarları oldu.”
Hükümetin ortaya koyduğu 2023 hedeflerine ulaşmada, geçen süreyi de göz önünde bulunduracak olursak gelinen nokta nedir? Hedefleri hala ulaşılabilir ve sürdürülebilir olarak değerlendiriyor musunuz?
“Türkiye bir tekstil ülkesidir. Gerçek sanayi üretimi olarak yapabildiğimiz ve lokomotif olarak ekonomimizin başına koyabileceğimiz tek sektör tekstildir. Bu sektör, Türkiye’nin dünyada rekabet edebileceği en iyi sektördür. Ne otomotivde bunu yakalayabiliriz, ne makinede ne de diğer sektörlerde. Türkiye’nin oldukça sağlam bir tekstil altyapısı ve birikimi mevcuttur. Dünya tekstil makineleri pazarının ihracat hacmi, 25 milyar dolar ile 28 milyar dolar arasındadır. Bunun da en büyük alıcıları Çin, ABD ve Hindistan. Türkiye her yıl 2 milyar dolar tutarında tekstil makinesi alımı yapan bir ülke olarak, çok iyi bir pazardır. Kendi pazarımızı düşünerek yola çıkacak olursak, bahsettiğimiz rakamları fazlasıyla aşarız. Burada Hindistan örneğini çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Hindistan son 10 yıl içerisinde tekstil sektöründe ve tekstil makinelerinde büyük bir atılım yaptı. Kendi kendine yetebilen, kendi ülkesinin tekstil sektörünü ayakta tutabilecek makine sektörü oluşturdu. Biz de kendi makinelerimizi kendimiz üretebilirsek mutlaka başarırız. Bunun yanı sıra tekstilin tüm kollarının bir çatı altında toplanması gerekiyor. Bir irade altında tekstile yön vermeliyiz. Bu da ancak Tekstil Bakanlığı kurulmasıyla mümkün olabilir. Reel anlamda 28 milyar ihracat yapıp, bunun karşılığında 14 milyar dolar net ihracat fazlası veren bir sektörün bakanlığının olması gerektiğine inanıyorum.”
Tekstil makinelerinde izlememiz gereken strateji ne olmalıdır?
“Türkiye olarak, bu kadar büyük tekstil yatırımımız, tekstil fakültelerimiz, yetişmiş elemanlarımız varken katma değeri yüksek ürünlere yönelmeliyiz. Tekstil sektörü bir bütün olarak ele alınmalıdır. Kalkınmanın önceliği tekstil sektörüyse, işe tekstil makinelerinden başlamalıyız. Hala kendi iplik makinemizi, dokuma tezgahımızı yapamıyorsak orada durup bir düşünmeliyiz. Makine sektörü bireylerin ya da özel sektörün yapacağı bir iş değildir. Ağır sanayileri, makine sanayilerini devlet kurar veya kurulması için o işi yapacak kişilerin önünü açar. Devletimiz hem yerli makine sanayicisini üretim için cesaretlendirmeli hem de bu makineyi alacak olan tekstil sanayicisine cazip teşvikler sunmalı. Böylelikle iç pazarda rekabeti avantajlı hale getirebiliriz. Yapılacak tekstil makineleri için başlangıçta ithalatta en çok tercih edilen makineler model alınabilir. Sektörümüz kendi know-how’ını oluşturarak bu makinelerin üretimini gerçekleştirebilir. Günümüzde makine yapmak eskisi kadar zor değil ancak önemli olan pazarlayabilmektir. Bu pazardan pay alabilmek için yerli üreticimize güvenmeliyiz.”
Tekstil Makine ve Aksesuar Üreticileri Derneği olarak 2018 yılındaki çalışmalarınız hakkında neler söylemek istersiniz?
“TEMSAD olarak, 2018 yılında sektörümüzün tanıtımı için uluslararası ve bölgesel fuarlarda etkili çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bangladeş’te DTG, Endonezya’ da Indointertex, Vietnam’da VTG , İstanbul’da ITM 2018 fuarlarına üyelerimizin katılımı olacaktır. Biz de TEMSAD olarak bu organizasyonun bir parçasıyız. Şimdiden bütün etkinliklerimizi ve fuarı ziyaret edecek olan alım heyetlerini ayarlıyoruz. Bu vesileyle 14-15 Nisan 2018’in TEMSAD’ın da 20. kuruluş yılı olduğunu da hatırlatmak isterim. Bunu da ITM ile eşzamanlı olarak kutlayacak ve hem TEMSAD ‘a hem de ITM 2018 Fuarına yakışır güzel bir etkinlik düzenleyeceğiz. Bunlarla birlikte Özbekistan ile temaslarımız dahilinde bu bölgeyle de çalışmalar gerçekleştireceğiz. Bunun yanı sıra tekstil makine ve aksesuar üreticilerimizin sorunlarını gündeme taşımak, sektörümüz adına daha fazla kamusal destek almak için Nisan ayında yapılacak olan oda ve birlik seçimlerinde sektörden arkadaşlarımızın görev alması için çalışmalar yapacağız. 2018 yılında hedeflediğimiz niş pazarlar arasında Türki Cumhuriyetler bulunuyor. Özellikle Özbekistan’da Türk tekstilcilerine ve Türk makine üreticilerine bir ilgi olduğunu görüyoruz. Bunu yerinde değerlendireceğiz. Bunun yanı sıra Afrika’da Etiyopya başta olmak üzere önemli pazarlar var. Bu arada Suriye, Irak ve Mısır’ın içinde bulundukları durum ile ilgili gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Bildiğiniz gibi daha önce Suriye’de boya apre tesislerinin kullandığı makinelerin yüzde 65’i Türk makineleriydi. Suriye’de savaş biterse burada büyük bir pazar potansiyelimizin olacağını, ülkenin yeniden yapılanmasında sektörümüze önemli görevler düşeceğini düşünüyorum.”
#BaşkanlarKonuşuyor, #AdilNalbant, #Temsad