DOSAB’da 4.500 metrekaresi kapalı olmak üzere 6000 metrekarelik bir arazi üzerinde faaliyet gösteren Maitürk Kimya tesisinde, tekstil yardımcı kimyasalı, havuz suyu biyosidal ve yardımcı malzemeleri, pigment dispersiyonu, endüstriyel temizlik kimyasalları ve kolonya üretimi yapılmaktadır.
Tesis aylık 1.500 tonluk üretim kapasitesine sahiptir. Tesis içerisinde büyük yatırımlar ile kurulmuş bir Ar-Ge laboratuarı, uygulama laboratuarı, fizik laboratuarı ve analitik laboratuar yer almaktadır. Trakya, Ege, Güneydoğu Anadolu ve Bursa Bölgesi’nde faaliyetlerini sürdüren Maitürk, Harput Holding’in grup şirketlerinden biri olarak sektöre hizmet veriyor. Maitürk Ar-Ge ve Teknik Satınalma Müdürü Oya Bilgin, sektördeki gelişmeler ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Firmanızın piyasaya sunmuş olduğu yeni ürünler ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
“Maitürk Kimya ön terbiye, boya ve baskı yardımcı kimyasalları, pigment dispersiyonları ve apre kimyasallarının güçlü bir üreticisi konumundadır. Öncelikli hedefimiz müşterilerimize kaliteyi düşük fiyata sunmaktır. Bu sebeple performans/fiyat oranı yüksek ürünler formüle edip pazara sunuyoruz. Ayrıca müşterilerimiz ile çözüm odaklı çalışmak adına butik ürünler de tasarlayabiliyoruz. Amacımız müşterimizin problemini çözüp prosesin devamlılığına katkıda bulunmak ve müşterimize fayda sağlamaktır.”
Tekstil kimyasalları, tekstil ürünlerine nasıl bir katkı sağlıyor. Kimyasallar tekstil sektörünün neresinde yer alıyor?
“Kimyasallar tekstilin olmazsa olmazı. Fakat kimyasalları da kendi içerisinde emtia, sorun çözen ve değer katan kimyasallar olarak ayırmakta fayda görüyoruz. Hepsini temin etmek görevimiz tabii ama bizim asıl hedefimiz müşterinin sorununu çözen ve mamulüne değer katan ürünler üretmek ve sunmak.”
Çevre ve insan sağlığı konusunda yapılması gerekenler nelerdir? Sürdürülebilirlik sizin için ne ifade ediyor?
“Maitürk Kimya, ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltmenin ancak doğanın ve yeryüzündeki tüm canlıların yaşama hakkına saygı duyarak gerçekleşeceğine inanmaktadır. Bu nedenle üretimlerinde enerji tasarrufunu önemsemekte, kullandığı hammaddelerde toksik olanların yerine olmayanları tercih etmekte, temiz ve çevreci üretim anlayışını benimseyip, işçi sağlığı ve güvenliğini ön planda tutmaktadır. Sürdürülebilirlik yaklaşımını ana fikir olarak benimsemiş ve bu fikir doğrultusunda çözümün bir parçası olmayı ilke edinmiştir.”
Sektörün kalifiye eleman durumu nedir? Konu hakkında görüşleriniz ve yapılması gerekenler nelerdir?
“Sektörde kalifiye eleman sıkıntısı olduğu aşikar. Hatta nitelikli elemanı bulmak bir tarafa vasıfsız işçi bile bulmakta sorun yaşanmakta. Birçok işletme vasıfsız eleman alıp yetiştirmek istiyor, ancak yetiştirecek eleman bulamıyor. Ülke sanayisinin korunması ve gelişmesi için gençlere okul ile beraber sanayi kollarının çeşitli işletmelerinde teorinin yanında pratiğin de öğretilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra kampüsler kurup, işveren ve devlet yardımı ile branşlara göre atölyeler kurarak kalifiye eleman yetiştirmek bu problemin çözümüne katkıda bulunacaktır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen firma olarak bizim avantajımız Harput Holding gibi gerek finansal açıdan güçlü, gerekse yeniliklere açık bir yapıya bağlı olmak. Bu bize zor buluna kalifiye elemanı bir mıknatıs gibi firmaya çekme gücü vermektedir.“
Dünya kimya sanayisini dikkate aldığımızda Türk kimya sanayimiz hangi ligde yer alıyor? Tekstil kimyasallarındaki trendler nelerdir?
“Sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör olan kimya sektöründe en önemli sorun hammadde tedariğidir. Kullanılan hammaddelerin yaklaşık %70’i ithal edilmekte, %30’u ise yerli üretim ile sağlanmaktadır. Önemli girdilerden yüzey aktif, enzim gibi hammaddeler ithalata dayalıdır. Bu da Türkiye’nin dış ticaret açığını en çok kimya sektöründe vermesine sebep olmaktadır. Firma olarak bizim hedeflerimizden biri daha reaksiyonel ürünler tasarlayarak, dışa bağımlılığımızı azaltmak yönündedir.”
Önümüzdeki süreçte sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?
“2015 yılı için sektörün güçlü yanlarını; üretim esnekliği, çevreci ürünler geliştirebilme kabiliyeti, girişimci anlayışın yüksek olması, yatırım yapma ihtiyacının farkındalığı, zayıf yanlarını ise sermaye birikimi yetersizliği, planlama eksikliği, teknolojik birikimin azlığı ve know-how yetersizliği olarak sıralayabiliriz. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda 2015 yılında kimya sektöründe sürdürülebilir know-how ve teknoloji üreten bir ülke haline gelmek, sektörün ithal girdi bağımlılığını minimize etmek, katma değeri yüksek kimyasalların üretimine öncelik vermek, üretim maliyetlerini düşürmek adına önlemler alındığı ve yatırımlar gerçekleştirildiği ölçüde sektör 2015 yılında geçmiş yıllara göre büyüyecektir ümidini taşımaktayız.”