Son 10 yıldır, dünya pamuk ticareti yıllık %4 arttı. Öngörülebilir gelecekte de bu seviyeye yakın bir artışın olacağı düşünülüyor.
Ancak bu orandaki büyüme garanti edilmiyor ve büyük miktarda rakip liflerin, başta sentetikler olmak üzere büyüme hızını yavaşlatma potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor. Sentetiklerin üretimi tüm yıl boyunca gerçekleştirilebiliyor ve lif istenen kalite parametrelerinde üretilebiliyor. Buna ek olarak, her bir lot veya parti hemen hemen sürekli düzgün ve uygun. Peki nasıl oluyor da karşısında sabit kaliteye sahip, mevsimsel olmayan rekabetçi ürün arzı olmasına rağmen dünya pamuk ticareti hala artabiliyor.
Mevsimsellik konusuna istinaden, pamuk hem kuzey hem de güney yarım kürede yetiştirilebiliyor ve bu sebeple tüm yıl boyunca mevcut bir pamuk arzı bulunuyor. Aslında, her iki yarımkürede de önemli pamuk ihracatı gerçekleştiren ülkeler var (Amerika, Hindistan, Brezilya, Özbekistan, Batı Orta Afrika ve Avusturalya) Pamuk ithalatı ise en çok Türkiye gibi iplik üreticisi ülkelere yapılıyor. İhracata uygun pamuk miktarındaki değişimin sebepleri arasında, pazar şartları, iklim, yerel hükümet politikaları ve üretim kararları yer alabiliyor.
Kalite dünya pazarında sentetik ürünlerle rekabet etmek için fırsatların yattığı bir alan. Daha önce belirtildiği gibi, sentetikler, satıldıkları kalite parametreleri konusunda kabul edilmiş bir standart setine sahip. Her bir parti ve üretim lotunun sabit bir kaliteye sahip olduğu söylenebilir. Pamuğun bu şekilde düzgün bir kaliteye sahip olduğunun kanıtlanmasının yolu, pazarlama amaçları için enstrümental sınıflandırılmadan geçirilmesi. Yetiştirilen bir ürün olarak pamuğun sentetiklerde olduğu gibi her balyada sabit bir kaliteye sahip olması beklenemez ancak USTER HVI aracı sayesinde kalite verilerinin sınıflandırılmasının yapılması halinde, Amerika, Çin, Avusturalya, Brezilya ve Özbekistan’da olduğu gibi her balyanın kalitesinin bilinmesi sağlanabilir. Diğer ülkeler de enstrümental sınıflandırmayı benimseyerek, ürünlerinin kalitesinde daha iyi bir çözümlemeye gitmeye ve kalitelerini arttırarak küresel ürünler için çekiciliklerini arttırmaya çalışıyorlar.
Pamuk kalitesinin enstrümental sınıflandırılması özellikle ihracat yapan ülkelerdeki artan pamuk ticareti için kilit bir faktör haline geldi.
Enstrümental sınıflandırma, pamuk pazarının içinde yer alan uzunluk, mukavemet, mikroner gibi USTER HVI ile ölçülen kalite karakteristiklerinin bazılarına bağlı olarak pazarlama stratejileri geliştirmelerine imkan veriyor. Bu noktadaki bir vaka da Brezilya’nın Mata Grosso bölgesinde faaliyet gösteren UNICOTTON’dur. UNICOTTON, lotlarını oluşturmak için, USTER HVI ile ölçülmüş kalite karakteristiklerine bağlı 4 kategori uyguladı. Uygulamaları metrik ton başına 22-23 dolar premiyum fiyat belirleme ile sonuçlandı. Bu strateji onlara, daha fazla talepte bulunan ve homojen pamuk tedariği için daha fazla ödemeye razı olan müşterilere satış yapma olanağı verdi.
Şüphesiz, UNICOTTON’da olduğu gibi, HVI R nin kullanımı organizasyonların sınıflandırma yapmalarını mümkün kılıyor ve pamuk üretim kooperatifleri ve pamuk üreticisi ülkelerin daha yüksek karlar elde etmelerini sağlıyor. Pamuğun dünyada enstrümental sınıflandırılmasının artmasıyla birlikte, bu sistemlerin en iyi uygulamalar açısından harmonize edilmesine olan talep artıyor. Ayrıca enstrümental kalite verilerine istinaden ticaret yapmak ve gereken hallerde, enstrümental verilerle hakemlerle uzlaşmaya varmak da mümkün. Böylece sadece enstrüman verilerine dayanarak pamuğu sınıflandırmakla kalmayıp, USTER HVI sistemleri tarafından sağlanan verilere bağlı olarak ticaretin küresel boyuta taşınması sağlanıyor. Eğer dünyada yetiştirilen tüm pamuk üretimi sentetiklerde olduğu gibi uzlaşılan kalite parametreleri dikkate alınarak yapılırsa, pamuk, düzgün kalite verisine sahip olma konusundaki eksikliğini giderecek ve tüm dünyada pamuk ticaretinin sürekli büyümesi sağlanacaktır.