Endüstri 4.0 ile akıllı üretim tesisleri özel müşteri isteklerini yerine getirebilecek ve tek ürünlerde daha verimli çalışabilir hale gelecek. Proto¬tip halindeki ürünlerin tasarım süreçleri 3D yazıcılar kullanarak hızlandırılabilecek ve böylelikle kişiselleşen ürünle¬rin üretim maliyetleri de azaltılmış olacak.
Türkiye ve dünya yeni bir devrime hazırlanıyor. Bu devrimin adı ‘Sanayi 4.0’. Başka bir ifadeyle ‘Endüstri 4.0’. Mobiliteyle başlayan bu yeni çağda dev sanayi şirketlerinin üçte biri yok olacak. Şirketlerin hayat süresi 12 yıla kadar düşecek. Birinci sanayi devrimi yani dünyadaki ilk sanayileşme süreci 1800’lü yıllarda su ve buhar gücünün gemilerde kullanılmasıyla başlamıştı. Onu Henry Ford’un üretim bantlarını tasarlayarak elektriğin seri üretimde kullanılması izledi. Ford’un bu girişimi ikinci sanayi devrimi olarak adlandırılırken, üçüncü sanayi devrimin doğuşu 1970’lerde bilgisayarlar vasıtasıyla programlanabilir makinelerin fabrikalara girmesiyle gerçekleşti. Şimdi ise yeni bir çağ başlıyor. Sanayi 4.0 olarak adlandırılan bu yeni çağda nesnelerin interneti, büyük veri, simülasyon-yapay zeka, robot-sensör teknolojileri, bulut bilişim, 3-D yazıcılar gibi alanlarda yaşanan gelişmeler şirketlerin geleceğini ciddi anlamda etkileyecek. Sanayideki bunu yeni devrimin ayak sesleri şimdiden duyulmaya başladı bile. Bir zamanlar telefon piyasasında rüzgarlar estiren Nokia, mobil ve dokunmatik ekranlı telefonlarla rekabet edemez hale gelince parlak geçmişini hüzünlü bir sonla noktaladı. Aynı şekilde dijital devrime ayak uyduramayan Japon Kodak da Nokia’nın kaderini paylaşmıştı. Digital World Office’in araştırmasına sanayide yaşanan bu artçı şoklar gelecekte daha yıkıcı etki yapacak. Araştırmaya göre 2018’de her sektördeki en iyi 20 şirketin üçte biri yerini yeni gelen firmalara bırakacak. 1950-1990 arasında 60 sene olan şirket ömrünün de 2020’de 12 sene olacağı tahmin ediliyor. Ayrıca 10 sene önceki Fortune 500’de şirketlerin yüzde 45’i bugün listede bulunmuyor. Olmamalarını tek sebebi inovasyona yatırım yapmamaları, teknolojiye adapte olamamaları ve kuralların yeni piyasaya yeni giren küçük şirketler tarafından yazılması.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE ENDÜSTRİ 4.0
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 4. Sanayi Devrimi aslında yeni başlamadığını belirterek “3. Sanayi Devrimi’nden çok da bağımsız değil. 4. Sanayi Devrimi’nin en karakteristik özelliği, ne üretildiğinden ziyade nasıl üretildiği. Bu açıdan Sanayi 4.0 kavramı, son yıllarda bir proje olarak kullanılmaya başlandı. Türkiye olarak biz de ‘Bu noktada neredeyiz, bundan sonrası için ne yapmalıyız, özellikle Türkiye’de üretimi olan global şirketlerimizle daha yakın nasıl çalışırız ve global şirketlerimizin Türkiye’yi de bu oyunun içerisine sokması noktasında ne yapabiliriz?’ diye çalışıyoruz. Işık, bu dijital çağda ve Sanayi 4.0’da, Ar- Ge ile inovasyonun artık hayat tarzının temelini oluşturduğunu vurgulayarak, “Bu noktada özellikle yazılım ve donanım artık hayatın bir parçası haline geliyor. Sanayi 4.0 kavramında da diğer tüm teknolojik alanlarda da insan daha da merkeze oturuyor, ama düşük becerili insan gücünün önemi azalıyor; çok yüksek becerili, yüksek nitelik gerektiren insan gücüne olan talep artıyor. Burada da dijital eğitim bizim açımızdan son derece önemli. Bu konuda Türkiye’nin altyapısını geliştirmek, yüksek nitelikli insanların da Sanayi 4.0’a adapte olması için altyapıyı Ar-Ge ve inovasyonla hazırlamak durumundayız” diye konuştu.
“ENDÜSTRİ 4.0 ÇAĞINI YAKALAMAK ZORUNDAYIZ”
Makine Tanıtım Grubu (MTG) Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye’nin, süreç otomasyonunda devrimci yeniliklerin yaşanacağı Endüstri 4.0 çağını yakalamak zorunda olduğunu söyledi. Teknoloji alanında hızla devam eden dönüşümün, gelişmiş sanayileri fiziksel süreçlerden bağımsız bir üretim sistemine doğru taşıdığını belirten Dalgakıran sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelişmiş ülkeler, sanayide yeni bir evreye geçiyor. Geleneksel sanayideki standart işçilik anlayışının yerini akıllı fabrika sistemlerinin alacağı bir endüstri anlayışı gelişiyor. İleri teknolojili ülkeler, tedarik ve müşteri ağlarını data analiziyle yönetecek, Endüstri 4.0 diye adlandırılan bir sanal fabrika sistemine hazırlanıyorlar. Uluslararası rekabette Endüstri 4.0 anlayışının öne çıkacağı 21. yüzyıl, internet üzerinden yönetilen ve birbirleriyle konuşan makinelerin çağı olacak. Türkiye olarak, süreç otomasyonunda devrimci yeniliklerin yaşanacağı Endüstri 4.0 çağını yakalamak zorundayız. Türkiye’nin Makinecileri bu yönde özverili bir çalışma içine girmiş durumda. Makine İhracatçıları Birliği olarak biz de dünyadaki gelişmeler konusunda üyelerimizi ve sektörümüzde faaliyet gösteren tüm kurumları bilgilendirmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
TÜRKİYE NASIL ETKİLENECEK?
Sanayi 4.0 sadece firmaları, değil devletleri de etkileyecek. Dijital süreçlerle imalat, tekstil sektörü gibi sektörlerde çalışanlar yerini makineler ve robotlara bırakacak. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ve ekonomileri emek yoğun sektörlere dayalı ülkeler bundan olumsuz etkilenecek.
3 MİLYON ROBOT, 200 MİLYAR SENSÖR
Sanayi 4.0 devriminin en önemli yapı taşını sensörler ve 5G teknolojileri oluşturuyor. Araştırmalara göre 2020’ye kadar 200 milyar sensör hayatımıza girecek. Sensörler ve 5G vasıtasıyla makineler birbiriyle iletişim kuracak. 3 milyon robotun da hayatımıza girmesi bekleniyor. Bu yeni sanayi çağında makinelerden gelen dataları analiz edip hizmet ve ürüne dönüştüren firmalar hayatta kalacak. Ayak uyduramayanlar hangi sektörde olursa olsun yok olmaya mahkûm olacak.
#akıllıfabrika #fabrika #gelecek #akıllıüretimtesisleri #Endüstri40