Tekstil ve hazır giyim sektörünün olmazsa olmaz alanlarından biri olan tekstil terbiyesinde Türkiye 600 fabrikası ile Çin’den sonra dünyada ikinci sırada.
Her sektör bir ihtiyaçtan doğmuştur ve doğduğu andan itibaren tıpkı bir canlı gibi büyüme eğilimindedir. Sektörlerin de belli bir yaşam döngüsü ve ulaşabilecekleri bir zirvesi vardır. Dünyanın en büyük tekstil ve hazır giyim üreticilerinden biri olan Türkiye, tekstil terbiyesi konusunda faaliyet gösteren 600 fabrikası ile Çin’den sonra dünyada ikinci sırada yerini alıyor. Tasarım veya marka bir hazır giyim ürününü ilk görüşte seçmekte büyük bir etkiye sahip olabilir. Ama o ürüne dokunup almaya karar vermenizde, kumaşa asıl olarak albeniyi veren, ‘boya, apre ve baskının’ yani tekstil terbiyesinin payını unutmamak gerek. Kumaşı rezil de eden, vezir de eden terbiye sektörüdür. Dolayısıyla sektörün bir anlamda ‘gizli kahramanları’ olarak da görülen tekstil terbiyesi, bugün Türk tekstil ve hazır giyim sanayini dünya pazarlarında rekabet edecek noktaya taşıyan asıl güç olarak öne çıkıyor.
TEKSTİL TERBİYESİ
Boya, apre ve baskının üçüne birden tekstil terbiyesi deniyor. Büyük çapta kimya ve işleme dayanan, son derece teknik bir konu olan tekstil terbiyesi ile kumaşa albeni kazandıran özellikler sağlanır. Tekstil terbiye sanayi, ham iplik, örme veya dokuma olan ham beze beyazlık, renk, desen ve yumuşaklık, modaya uygun kaliteli ve çeşitli üretimler için özel bir doku sağlayarak, kalite, albeni ve katma değer kazandıran özel ihtisas sanayi dalıdır. Aşırı rekabet nedeniyle yüksek kalite ve ihtisasa önem verilince, kumaşa albeni kazandıran terbiye işleminde uzmanlaşan fabrikalar daha da önem kazandı.
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK TERBİYE KAPASİTESİ TÜRKİYE’DE
Türkiye, 962 bin ton üretim ile Avrupa’nın en büyük tekstil terbiye kapasitesine sahip ülkesi. Ham tekstil yüzeyleri ağartma, merserizasyon boyama, baskı, apre gibi terbiye işlemlerinden geçirilerek modaya ve kullanılacağı yere göre tuşe (tutum), renk, parlaklık, nem çekme, buruşmazlık, keçeleşmeme, tutuşmazlık anti bakteriyel, anti statik, leke tutmama gibi özellikler kazandırılır. Bu süreçteki işlemler ağırlıklı olarak kimyasal özelliktedir ve çevresel açıdan olumsuz etkiler oluşturabilmektedir. Terbiye işlemi kumaşa katma değer katan önemli bir üretim aşamasıdır. Tekstil terbiyesinde ciddi bir know how birikimi ile dikkat çeken Türkiye, dünyada pamuk ve viskon elyaf gibi doğal elyafları en iyi işleyen ülke. Türkiye’nin tekstil terbiyesindeki bir diğer önemli avantajı ise 3-4 haftada bir koleksiyon değişikliği yapan Avrupa pazarına en yakın ülke olması. Sektörün teknik terbiyeye yönelmesi tekstil terbiyesi açısından çok iyi olur. Çünkü yenilikleri takip ederek, inovasyon yaparak bu sektördeki rekabet gücümüzü daha da artırabiliriz.
ÇEVRE BİLİNCİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Türkiye’nin dünya çapında en büyük üreticilerden biri olduğu tekstil terbiyesi, tekstil ve hazır giyim sektörü için hayati olduğu kadar, çevrenin korunması konusunda da son derece dikkatli olunması gereken bir alan olarak öne çıkıyor. Özellikle 2015 yılından itibaren tekstil terbiyesinde çevre konusundaki baskılar nedeniyle yeni bir dönem başlıyor.Bu alanda faaliyet gösteren fabrikalar çok sıkı kurallarla denetim altında tutuluyorlar. Hatta bu durum bazen rekabet edebilirliği bile olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ancak Türkiye çevre konusundaki hassasiyeti ile de dikkat çekiyor.Tekstil ve hazır giyimin ana hammaddesi olan kumaşa renk ve albenili yapısını veren, ‘boya, apre ve baskı’ yani tekstil terbiyesi çevreye duyarlı çalışmalar yapmak zorunda. Çünkü kullanılan kimyasallar konusunda atık yönetimi çalışmaları yapılmazsa çevreye zarar vermek kaçınılmaz son olabilir. Bu konuda Türk firmaları yaptıkları uygulamalarla dünyanın en çevreci üreticileri arasına girebilecek kadar hassaslar. Teknolojiyle birlikte Türkiye tekstil terbiyesi alanındaki çevre sorununu aşmış bulunuyor. Çağımızda teknolojik ve bilimsel gelişmeler son derece hızlı bir değişim dönüşümü yaşıyor. Sektör, hızla fiyat maliyet rekabetinden kalite rekabetinin belirleyici olduğu bir yapıya doğru gidiyor. Kaliteyi kumaşın dokusu, kişinin yaşamına sunduğu konfor, sağlığımıza yaptığı katkı açısından ele alıyor bu kapsamda da değerlendiriyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN EKOLOJİK ÜRETİM
Büyük bir üretici ülke olarak Türkiye’nin çevre ve insan sağlığı noktasında da öncü ve düzenleyici bir rolünün olması gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemidir. Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik sağlandığı takdirde sürdürülebilir gelişme gerçekleşebiliyor. Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve doğaya karşı sorumlu davranılması çevresel sürdürülebilirliğin ihtiyaçlarını oluşturuyor. Ekolojik ürünün doğada yok olabilen, tehlikeli kimyasal, azo boyar madde, kanserojen madde, ağır metal, zararlı fiziksel ve biyolojik maddelerden arınmış ürün demektir. İnsan ve çevre sağlığı doğaya uygun üretim, sürdürülebilir büyüme gibi kavramlar yakın gelecekte herkesin başucu kavramları haline gelecek.