İnsanlar konuşa konuşa, kimileri de koklaşa koklaşa… Dil ve semboller, anlama, anlatma ve anlaşmanın temel araçları.
Belli ses ve kelimelerle düşünüyor, konuşuyoruz. Dil, yeni semboller ve kelimelerle sürekli yenileniyor. Kullanılan dil, kelimeler ve semboller üzerinde her zaman aynı derecede anlaşamıyoruz. Bir söz duyunca, “bir söze bakıyoruz, bir de söyleyene”. Çünkü herkesin dili kendine… İşin içine bir de argo, yani, alt grupların kendi aralarındaki haberleşmede kullandıkları özel sembol ve kelimeler girince, kimin ağzından çıktığına göre kelimeler aşa da dönüyor ağuya da… Sanırım şu sıralar platform denince, ağaçlar etrafından dolanıp, ilkin “istemezük”; ardından “şunu da isterük, bunu da isterük” sedalarıyla meydanlarda salınan profili belli insan topluluğu akla geliyor. Biz mühendisler için platform, “yüksekçe bir düzlem”, “yükseltgeç”, “tabliye” gibi anlamlar taşıyor. Biz pazarlamacılar ise, platform denince, geleneksel iş modellerinin dışında, ağ temelli, şebeke etkisine dayalı, platform bazlı iş modellerini, iş platformlarını hatırlıyoruz.. Devir, platform işler devri. Geleneksel iş modelleri, bir yanda alıcıların bir yanda satıcıların yer aldığı basit ve sade bir alışveriş sistemi olarak görülürdü. Alır satar, imal eder, dükkan açar satar; daha ötesine kafa yormazdık. Bu devir geçti, geçmek üzere… İş yapma biçimleri hızla ve derinden değişiyor. E-ticaret bile eskidi, eskiyor. Şimdilerde şirketler, insanlar ve müşteriler için değer üretmede kullandıkları stratejileri, iş ilişkilerini, şebekelerini, değer zincirlerini, çok oyunlu, oyunculu; çok ülkeli, firmalı; çok taraflı, ortaklı; çok araçlı, çok kanallı; çok dinamik, karmaşık sistemlerle yürütüyorlar. Fikirciler, tohumlayıcılar, tasarlayıcılar, kurgulayıcılar, fitilleyiciler, kızıştırıcılar, ateşleyiciler, körükleyiciler, yağlayıcılar, bulandırıcılar, taşıyıcılar, alkışçılar, hınk deyiciler, yuh deyiciler, buluşturucular, kaynaştırıcılar, kesiciler, koparıcılar, eğlendiriciler, dikkat çekiciler, dikkat saptırıcılar, daha neler, neler… Ne diyelim. Pazarlar da, meydanlar da herkese açık, ama, pazarlama sadece şirketlere, meydanlara ve AVM’lere mahsus değil. Pazarlama her yerde ve üstelik pek de dürüstçe ve açıkça oynanmıyor. Pazarlaması güçlü olan oyunu değiştirebiliyor. İşimiz zor ama imkansız değil!