İlk kez yayınlanan belgelerle, Türkiye’de kimya öğretiminin serüveni Türkiye’de kimyanın ve kimya öğretiminin gelişimini belgelemek ve arşivlemek, kimya tarihine ilgi duyan okuyuculara değerli bir eser bırakmak amacıyla Prof Dr. Emre Dölen tarafından kaleme alınan “Türkiye’de Kimya Öğretiminin Tarihçesi” isimli eser, Türkiye Kimya Derneği Yayınları etiketiyle çıktı. Prof. Dr. Fritz Arndt’ın yayınlanmamış anılarından önemli bir bölümü Türkçe olarak ilk kez bu eserde yer alıyor.
Ak-Kim Kimya’nın katkılarıyla yayınlanan eserde 1834-1982 döneminde kimyagerlik ve kimya mühendisliği programlarında yapılan değişiklikler, öğretim yöntemleri, Almanya ve Fransa’dan getirilen öğretim elemanlarının biyografileri, çalışmaları, Türkiye’deki kimya eğitiminin gelişimine sağladığı faydaların yanı sıra, çeşitli dönemlere ait ders programları gibi bilgi ve belgeler yer alıyor. Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemine odaklanılan eserde dönemin eleştirel bir değerlendirilmesi yapılırken, kimya mühendisliği öğretiminin nasıl olması gerektiği konusundaki tartışmalara da değiniliyor.
Beş ana bölümden oluşan eserin birinci bölümünde modern kimyanın Türkiye’ye girişi, yayınlanan ilk kimya kitapları, 19. yüzyılda çeşitli yüksekokullarda okutulan kimya dersleri ve kimyager yetiştirmek için izlenen yollar ele alınıyor. İkinci bölümde ise 1900-1922 yılları arasında kimyagerlik meslek öğretiminin başlamasının hikâyesi ve Darülfünun’daki kimya öğretimi hakkında detaylı bilgiler okuyucuya aktarılıyor. 1915’de Almanya’dan Darülfünun’a getirtilen öğretim elemanlarından kimyacı Dr. Fritz Arndt, Dr. Gustav Fester ve Dr. Kurt Hoesch tarafından 1917’de kimyager yetiştirmek üzere Kimya İhtisas Zümresi’nin kuruluşu da kitabın ilgi çekici konularından biri olarak bu bölümde yer alıyor. Kitapta, Alman hocalar ile Türk yardımcılarının biyografileri ile hazırladıkları ders ve laboratuvar kitapları hakkında detaylı bilgilere ulaşmak da mümkün.
Cumhuriyet dönemi olarak adlandırılan 1922 – 1933 yılları arasında Darülfünun’da kimya ve kimyagerlik öğretimi de eserin üçüncü bölümünde detaylı bir şekilde inceleniyor. 1926 yılından itibaren Türkiye’ye getirilmeye başlanan Fransız profesörlerin etkisi, ders programlarına ilk kez Fizikokimya ve Elektrokimya derslerinin girişi anlatılıyor. 1964’de Kimya Yüksek Okulu’nun ve 1967’de Kimya Fakültesi’nin kuruluşunun kimya öğretimi üzerindeki etkiler ortaya konuyor. Eserde son olarak 1943-1982 yılları arasında farklı üniversitelerde açılan kimyagerlik ve kimya mühendisliği öğretimlerinin gelişimi ve niteliğini mercek altına alınıyor.