Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye’nin tekstil ihracatının 2022’de 10.35 milyar dolarla zirve yapıp, 2023’te 9.55 milyar dolara, 2024’te ise 9.49 milyar dolara düştüğünü belirtiyor. 2025’te 9.75 milyar dolar hedefleniyor. Yüksek girdi maliyetleri ve rekabet kaybı nedeniyle bazı firmaların üretimi Mısır’a kaydırdığına dikkat çekiyor. Olası çözümler arasında girdi maliyetlerinin dengelenmesi ve katma değerli üretime geçiş öneriliyor. Yeşil dönüşüm yeni fırsatlar sunabilir.
2025’te tekstil ihracatında dengeli büyüme arayışı
Tekstil sektöründe 2025 yılına dair beklentileriniz ve öngörüleriniz nelerdir?
“Mustafa Gültepe: Tekstil ihracatımız 2022 yılında 10 milyar 350 milyon dolarla bugüne kadarki en yüksek değerine ulaşmıştı. Ancak son iki yıldır tekstil ve hazır giyim ihracatımızın gerilediği bir dönemden geçiyoruz. Tekstil ihracatımız 2023’te 9 milyar 551 milyon dolara, 2024’te ise 9 milyar 495 milyon dolara geriledi. 2023’teki düşüşte daha çok küresel talepteki daralma etkili olmuştu. 2024’te ise girdi maliyetleriyle kur arasındaki makas açıldığı için rekabetçiliğimizi kaybetmenin olumsuz yansımalarını hissettik. Mevcut verilere baktığımızda 2025 için de çok iyimser bir tablo görünmüyor. Tekstil ve hammaddeleri sektörümüzün 2025’i 9 milyar 750 milyon civarında bir ihracatla kapatacağını öngörüyoruz.”
Tekstil Türkiye’de bitmedi, rekabet gücü için yeni stratejiler şart
Son dönemde “Türkiye’de tekstil bitti, üretim doğuya ve Mısır gibi ülkelere kaydı” gibi eleştiriler sıkça dile getiriliyor. Sizce bu yorumlar ne kadar doğru? Türkiye tekstil sektörü 2025’te nasıl bir yol haritası izlemeli ve sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
“Mustafa Gültepe: Türkiye’de sanayileşmenin temelleri tekstil ve hazır giyimle atıldı. Ekonomimizin ihracatla dışa açılmasına da bu iki sektörümüz öncülük etti. Bugün her iki sektörde de küresel oyuncuyuz. Kamu ve özel sektör iş birliğinde doğru stratejiler kurgulanabilirse bu iki sektörle üretimimize, istihdamımıza ve ihracatımıza daha uzun yıllar katkı sunabiliriz. Ancak bir gerçeği kabul etmek durumundayız. Türkiye bugün üretimde çok pahalı bir ülke haline geldi. Mevcut maliyetlerle Asya’daki rakiplerimizle rekabet etme şansımız giderek azalıyor. Ülkemizde fiyat tutturmakta zorlanan bazı firmalar bu dönemde ayakta kalabilmek ve müşteri portföyünü koruyabilmek için üretimlerinin bir kısmını Mısır gibi ülkelere kaydırıyor.
Mevcut sorunun kısa vadede çözümü için her fırsatta dile getirdiğimiz gibi girdi maliyetleriyle kurun paralel hareket etmesinden başka bir çıkış yolu bulunmuyor. Orta ve uzun vadede ise fiyat odaklı rekabetten uzaklaşarak katma değerli üretimimizi artırmamız gerekiyor. Asyalı rakiplerimize göre daha avantajlı olduğumuz yeşil dönüşüm bu yeni dönemde sektörümüz için önemli bir fırsat penceresi aralayabilir.”